“KISKANÇLIĞIN SONUNDA, AŞKIN YOLUNDA, ŞEFKATİN UĞRUNDA BİR ÖMÜR” 2.Bölüm ” Sevgiliye Bağlılık, Ayrılığa Hazırlıktır: Aşk! “
Varlığında bazen çoğaldığımız, çoğu zaman ise azaldığımız, karşılıksız olmayan olamayan, beklentisi bir ömre yayılan, terk edildiğimizde nefret uyandıran, her an yanımızda olmasını istediğimiz, hayatta yaşama nedenimiz, onunla iken mutlu, yokluğunda huzursuz olduğumuz, beğenimizin tavan yaptığı, kendimize güvenimizin çok azaldığı, titreme ve heyecana sürüklendiğimiz his : AŞK. Sevginin bir şekli kalıbı var mıydı? Olsa da içine…
“KISKANÇLIĞIN SONUNDA, AŞKIN YOLUNDA, ŞEFKATİN UĞRUNDA BİR ÖMÜR” 1.Bölüm ” Sevginin Karşı Konulamaz Hissi: Kıskançlık! “
Sevgi yokluğundan doğan ya da öyle sanılan, daha fazlasını isteme arzusu doğuran, filizlendiği yere kök salan, saldığı yeri kurutan, cazibesine kapıldığımız, etkisine karşı koyamadığımız, oluşanı yiyip bitiren tükenene kadar da gitmeyen, sevginin karşı konulamaz hissi : Kıskançlık. İşte böyle başlıyor hikayemiz. Kardeşlerinin Yusuf’ u kıskançlığı, Züleyha’ nın Hz. Yusuf’ a olan aşkı, Hz. Yakup’ un…
TEPKİSİZLİĞİN VAHŞETİ!
Akşam yemeği vaktiydi. Herkes sofrada hazır bulunurdu. Çok katıydı babası. Ben oturmadan herkes sofrada olacak derdi. Minik Ahmet çok korkardı babasından. Bir keresinde onu çok dövmüştü, böyle anlatıyordu arkadaşlarına. Küçücüktü ama yaşadığının ne olduğunu bilirdi. Tüyleri diken diken olurdu anlatırken. Yine vuracak mı acaba diye içi ürperirdi. O yüzden sofraya ilk o otururdu. Kalabalık bir…
SEVGİSİ DAĞ!
Evdeydi. Dün olduğu gibi ya da ondan önceki günlerdeki gibi. Saati saatine uymuyordu, sıkıldım diyordu kendine. Aslında istediği tam da bu boşluktu ama boşluğa düşeceğini de bilmiyordu, düştü de. Her gün yeniledi bu düşüşü, nereye kadar düşeceğini o da bilmiyordu. İyiyim ben iyiyim diyerek teselli ediyordu yalnızca kendini. Olmuyordu ama iyi olamıyordu. Sokağa çıkmayı özlemişti,…
DEĞİŞİM RÜZGARI!
İnsanın odak noktası kendisi olmamıştır, olamamıştır. Çoğu zaman belki de hiçbir zaman. Kendini düşünmeyi akıl edememiştir, aklına gelmemiştir. Küçük anlar ve belli zamanlarda gelmiş olabilir elbette. Bu kabul edilebilir. Ne yazık ki zamanın çoğu böyle değil. Bu durum yaradılıştan mı yaşayıştan mı? Bilemiyorum. Kendimizi düşünmemiz için değişim rüzgarı eser bazen. Acılar ise en büyük sebebidir…
MİNİK SERÇE!
Değmedi elime ellerinden başkası diyordu. Elleri şimdiden titremeye başlamıştı. Onu ne zaman görse hep böyle oluyordu. Bana ne oluyor diye sorardı kendine bazen. Sonra diyordu, seviyorsun onu. Bu ilk kabul edişiydi sevdiğini. İlk itirafıydı kendine. Ona ne zaman söylemeliydi peki? Bilemedi. Hemen dışarı attı kendini, yürümeye başladı. Adımları düşüncelerinden de hızlıydı ilerlerken. İçinde bir yerler…
KESİK!
Yağmurlu bir pazar sabahıydı. Hava pusluydu. Gözlerini ovalıyordu, uyanamamıştı. Doğruldu yatağından, pencereden baktı. Kararmıştı gökyüzü. Bakmak istemedi bir kez daha, attı yatağa kendini. Uzanmamıştı bu kez. Yorganı bir sağına bir soluna atıyordu. Ayakları ise dışarıdaydı her zamanki gibi. Komidinin üzerinde bir bardak su dururdu her zaman. Bu sabah huzursuzdu, kalkmak istemedi yatağından. Elini birden bardağa…
KORONAVİRÜS (COVID-19)!
Gün yeni ağarmaya başlamıştı. Sıcak yatağında uyuyor gibiydi, bir türlü dalamamıştı uykuya nedense. Huzursuz hissetmişti kendini. Tüm gece yatmak ama uykusunu bir türlü alamamaktı onunkisi. Zamansız zamanın içindeydi sanki. Koca bir boşluk gibiydi saatler. Aklında onca düşünce varken bir de virüs eklenmişti bunların arasına. Düşüncelerini dahi kaplamıştı bu koronavirüs. Ne kadar güzel ilerliyordu aslında her…
YALNIZLIĞIN KAPISI!
İlk zamanlarımdı üniversitede. Yabancı olduğum bir şehre alışmaya çalışıyordum. Deniyordum en azından. Yeni bir şey istemiştim, olmuştu da. Sadece sevdiklerimi yaşadığım şehirde bırakmak zor gelmişti. Yeni bir şeyler öğrenmeye hazırdım belki. Ama yeni hayatlara hazır mıydım bilmiyordum. İlk ders ve tüm sıralar dolmuştu. Rastgele oturmuştum. Yanıma kimin oturacağını merak ediyordum. Derken biri oturdu. Yeni tanıştığım…
MASUMİYET!
Bir çocuğun gözünden bakmak hayata; gerçeği olduğu gibi görmek ve bunu hiç çekinmeden söyleyebilmek aslında. Cesur, dürüst ve yalansızca. Gece gece bir filme denk geldim. Son zamanların en popüler, sevilen ve çokça tavsiye edilen filmi. “7. Koğuştaki Mucize”. Adı tam olarak buydu. İzlerken gerçekten de bir mucizeye şahit oluyor insan. Yusuf Ağa’ nın duvarında kazılı…
Yorum Köşesi