DÖNÜŞ

2 Ekim 2020 14 Yazar: ufukcamci

Gideceği yeri olmayanların, kalacak yer bulamayanların, eksikliklerinde kaybolanların, yokluğuna alışamayanların, sevgisine doyamayanların, terk etmeye çalışıp başaramayanların, ayrılalım deyip ayrılamayanların, sarılmak isteyip sarılamayanların yarım kalmış hikayeleri…

Adem’ in hikayesi de işte böyle başlıyor. Kendi halinde yaşayan birisiydi halbuki. Kimsenin işine karışmaz, kendi işine karışılmasından da hoşlanmazdı. İnsanlara saygısı her zaman vardı. Saygısız olanlara dayanamazdı, karşılığını verirdi her zaman. Onda yapamadı niyeyse. Şehir servisinde görmüştü onu. Göz göze gelmişlerdi. Neden bakıyorsun deyişine ses çıkaramamıştı. Ne desindi? Nasıl anlatsındı? Nasıl hissettiğini bile anlayamamıştı ama daha önce böyle garip hissetmemişti kendini. Ter basmıştı bedenini, heyecan sarmıştı. Tanımlayamadığı bir duyguydu bu. İlk kez hissettiğini kim tanımlayabilmişti dedi kendine. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilemedi. Gönül işleri zor derdi babası. Zorluk nedir bilmezdi oysa. Peki onda işeri zorlaştıran neydi? Onu istemesi, karşılık beklemesi, reddedileceği ya da bir daha görememe ihtimali miydi ? Tanışmalıyım dedi. Adını bilmeliyim en azından, buna hakkım olmalı. Onun indiği durakta inecekti o da, karar vermişti. Bilmediği yerlerden gidecek, hiç tanımadığı sokaklara girecek, peşinden gidecekti. Tanımalıydı onu. Gerisini bir şekilde hallederim ne de olsa dedi. Sokaklar da, caddeler de kaybolmakta ne var, ben onda kayboldum daha şimdiden. Bu ilk kayboluşuydu onda. Sahi hiç tanımadan birinde kaybolduğunuz oldu mu? Daha tanışmadım bile dedi. Yan sokağa girdi, önüne çıkmayı düşündü. O ise Adem’i otobüste görmüştü, peşinden geleceğini hiç düşünmemişti. Birden karşısına çıkıverdi. Merhaba, ben Adem. Şaşırmıştı. Ne demeliydi? Yalnızca bir bakışma zannetmişti. Onunla tanışacağını aklından geçirmemişti. Tedirgin hissetti kendini. Git dedi. Olmaz dedi Adem, adını öğrenmeden gidemem, onca yolu ismini öğrenmek için geldim. Gitmem, adını söylemeden gidemem. Olmaz dedi tekrar. Akşamın bu saatinde buna hakkın yok. Bir an önce buradan git. Havva diye seslendi komşusu. Adında senin gibi güzelmiş, adını da seni de unutamam artık dedi ve oradan uzaklaştı Adem. Kimdi o diye sordu arkadaşı, tanımadığım biri. Benimle tanışmak için gelmiş onca yolu peşimden. Ne güzel dedi arkadaşı Havva’ ya. Bunun adı ne sence? Bilmem dedi, bir kez görmekle bir isim konulabilir miydi? Onu bir daha nerede görecekti ki?

Akşam olmuştu, evde yemek yenmişti. Havva balkona çıkıp dışarı baktı öylece, hava almak, derin bir nefes almak istemişti. Gözünü kapamıştı, gecenin büyüsüne kapılmıştı. Yıldızlara bakıyordu, sandalyesine oturdu. Sokakta oturan biri gözüne ilişti. Ona doğru bakıyordu. O muydu diye meraklandı. Beni görmek için mi bekliyor diye düşündü. Evet, Adem onu bir kez daha görebilmek için beklemişti. Havva ne yapacağını bilemedi, şaşırdı, heyecanlandı, hoşuna gitmişti. Adem ise onu bir kez daha gördüğü için mutluydu. Havva hemen içeri girdi, kızarmıştı yanakları. Birinin onu böyle beğeneceğini, tanışmak için peşinden geleceğini, bir bakışmanın bu kadar ileri gideceğini düşünmemişti hiç. Bir kıpırtı belirmişti içinde. Yakışıklı çocuktu dedi kendince. Erken uyuyan birisiydi Havva ama uyku tutmuyordu nedense. Dalamıyordu bir türlü. Balkona çıktı yine hala oradaydı Adem. Döndü yatağına hemen. Ne kadar bekleyecekti acaba? Daha önce onu böyle bekleyen olmamıştı ne de olsa. Temkinliydi ama yeni tanışmıştı ne de olsa. Cezbedici onca hareketi olmuştu Adem’ in. Kapılmalı mıyım rüzgarına diye sordu kendine Havva, cevap bulamadı.

Cesaretin en büyük engeli korkuydu. Sevmekten, sevilmekten korkar mıydı insan? Neden olmasın! Havva’ nın da kendince vardı korkuları. Bunları aşabilirse sevmeye başlayabilecekti Adem’ i. Kendini düşünmekten onu düşünmek aklına gelmiyordu. Peki o neden korkusuzca hareket ediyordu. Cesaretlendiren neydi onu? İnsanın ne zaman korkacak bir şeyi kalmaz ki diye sordu kendine. Cevap bulamadı. Cevabı Adem de bulacaktı. Ona, bunun cevabını Adem söyleyecekti. Yaşayarak, yaşatarak, severek, sevdiğini iliklerine kadar hissetmesini sağlayarak…