ÇEKİM ALANI!

28 Ekim 2020 1 Yazar: ufukcamci

Aniden etkisine kapılmak, tanıdıkça büyüsüne tanık olmak, yanında oldukça varlığının mutluluğuna varmak, bakmak ama bir türlü doyamamak ya da doyumsuz olmak mı demeliyim. Bilemiyorum, bilseydim tüm bunları söylemez daha net anlatmaya çalışırdım. Yaşadığım duygunun adını, varlığını bildim, üstüne üstelik hissetim ama tanımlamada eksik kaldım. Yalnızca tanımlamam eksik, ben ise onunla tas tamamdım. Hiç bu kadar tam olmamıştım, birinin varlığına bu denli doymamıştım.

Kuru bir sohbet gibi gelebilir belki de anlattıklarım. Sohbetin kurusu da doyum verir mi sizce insana? Yoksa anlatanın etkisi mi bunu hissettiren ya da senin ona verdiğin değerin, yüklediğin anlamların dönüşü mü demeliyim? Yok, yok. Buna bir isim koymalıydım. Çekim alanıydı bu. Sımsıkı tutup içine çeken, saran, sarmalayan, rahatsızlık uyandırmayan hatta rahatlıktan uyandırmayan bir çekim alanıydı. Rüya gibiydi, belki de rüyaydı hepsi. Hiç bozulmasını istemediğim, etkisini kaybetmekten çekindiğim ve uyanmak istemediğim.

Varken yok olmaktı, varlığında kaybolmaktı benimkisi. Gitmesini istemediğim, bitmesini ise hiç dillendirmediğim bir sevda seliydi.