SIR!

Her yerde beni aradığı belliydi aynı benim gibi. Bana güç veriyordu. Bulunduğum yere ait hissetmemi sağlıyor, heyecanıma heyecan katıyordu. Karşılıklıydı, önceden tanınmışlık hissi uyandırıyor, fazlasıyla mutluluk barındırıyordu. Bir arkadaşıma anlatmıştım. Kaptırma kendini hemen uçma demişti. Kendi engellerimi kaldıralı çok olmuştu, haberi yoktu. Frenlemeyi değil anın tadını çıkarmayı, koşmayı değil uçmayı çoktan seçmiştim. Bu fazlasıyla garip bir duyguydu.

Kalu bela da ruhların birbirleriyle tanıştıklarını, temas halinde olduklarını ve Dünya’ da da yaşarken birbirlerini bulduklarını bir yerlerden okumuştum. Şimdiyse okumanın yaşam alanına geçiş yapıyordum. Yeni deneyim, farklı bir keşifti bu. Geleceği görebilmek, yaşadığın anı değerlendirebilmekti. Korkularını ezip geçmek, engelleri çiğnemekti. Buna değer miydi? Hayatınızda kaç kişiye böylesine güçlü bir etki hissettiniz? Hissettiklerinizi deneme yolunuzu kaç kez engellediniz? Sahi! Cesaretinizi tüm duygularınızın üzerine koymayı en son ne zaman denediniz? Birindeki ışığın görmeyi hayatınızın hangi anında deneyimlediniz? Ya da birinin sizdeki ışığı görmesine hiç mi izin vermediniz?

Sevginin gücü durdurulamaz, bastırılamaz, bir köşeye sıkıştırılıp bırakılamaz. Bunun farkına varan, yaşayıp tadını alan hayatına yeni bir geçit açmış demektir. Keşfedenin artık çıkmayacağı bir yoldur o. Adımlarını atmak, havasını solumak, sevgisini bırakmak, ruhunu paylaşmak isteyeceği bir huzur deryasıdır. Geçide girenin sırrı saklamakta, sevgisini anlatmayarak korumaktadır. Yalnızca seven ile sevilenin bileceği, demleneceği, aralarındaki sırrı yaşayabilecekleri, dil le değil hal ile konuşabilecekleri, bakışmanın sonsuzluğuna dalıp gidecekleri, çıkmak istemeyecekleri bir yer orası.