BEKLENTİ!

Bir arayış, sonsuza dek bekleme isteği, kırılganlık biraz da yıkılmışlık tabi ki de. Beklenti en sevdiğiniz anda vurur sizi, hiç anlamazsınız. Farkına varmanız da epey zaman alır. Farkına varmak neyi değiştirir peki? Ben söyleyeyim; yalnızca seni. En güzel değerlerinin ve bilhassa sevdiğinin elinden gitmeye başladığını görürsün. Anlatmak istersin ona bu durumu ama bir türlü olmaz. Düzgün cümleler kurmak istersin önce, arada bir hırçınlaşırsın, biraz da bağırıp çağırmak istersin elbet. Fayda etmez ama hiç biri. Seni anlaması için sen gibi olması gerektiğini fark edersin. Yalnızca senin farkındalığındır bu. Tüm çaban onadır, aidiyetin ve teslimiyetinde. Başaramadığını hissedersin ve her geçen gün kendine daha fazla söylersin bunu. İnanmışsındır artık. Seni geri çağırmak istese bile çok geç kalmıştır. Kaybedilen zamanlardasındır. Kaybettiğini anladığın ama kaçmak isteyip de yakalandığın zor zamanlar. Burası bir çoğunun çıkmayı başaramadığı, derin derin daldığı, sevdiğine her gün hasret kaldığı, uykularının kaçtığı, güvenin azaldığı bitiş noktasıdır. Ya kaybetme ya da kendini kazanma evresinin başlangıcıdır. Kendi elinle değersizleştirdiğin kendinin yansımasıdır. Üzüntü, göz yaşı belki de başka insanlar ya da hiç olmazsa çıkışı kendi başına yapacağın noktadır orası. Tabi dayanabilirsen, sabır gösterirsen, kendinden ödün vermeye devam edersen, barışık olmayı başarabilirsen ve en önemlisi duygularına hakim olup onları yönetmeyi başarabilirsen.

Olay da burada başlayacak. Nasıl sevginin başlangıcındaki bir bakış gülüş ya anlık kapılmaya aldandıysan, bu boşluğa belki de terkedilişe de alışacaksın. Başlangıçtaki kabul seni aynı zamanda sonda ki kabullenmeye de götürecek. Beklenti hiç beklemediğin anda son bulacak. Sonun başlangıcı da senin yeni çizilen kaderin olacak.