YALNIZLIK İKLİMİ!

8 Ekim 2020 0 Yazar: ufukcamci

Sessizliğin ortasında yalnızlık iklimine denk gelmek. Sonbaharın etkisini hissettirdiği gibi hisseder her insan yalnızlığı. Göz yaşları süzülür mesela, saçları ağarır, gülüşündeki ışıltıyı kaybeder, gecenin karanlığı gibi sessizleşir, biraz da ötekileşir. Alışmakta zorlanır elbet, kabul etmek istemez. Direnmeyi seçer, kaçar; kaçamayacağını anladığı zamana kadar. Aslında tüm olay da bu an da başlar. Kabul etmek, kabullenebilmek, onu sevebilecek bir insan arayışına son vermektir tüm amacı. Başarısız olduğunu hisseder ilk önce ama asla pes etmez denemekten. Yanıldığı da olur, tuttuğu da. Bir arayıştır sonuçta ya da deneme yanılma mı demeliyiz? Olmayacağını bile bile hangimiz sevebileceğimiz birinin peşinden gitmedik ki? Bir başınıza yalnız kalsanız da bu konuda yalnız değilsiniz.

İnsanın arayışı hiç bitmeyecek aslında. Bitişler yalnızca kendi evreninde, iç dünyasında gerçekleşecek ve bunu ondan başkası bilemeyecek. Yalnız kalmanın ne demek olduğunu, bir başkasının eksikliğinde değil de kendi yalnızlığının pençesinde öğrenecek. İşte tam bu esnada idrak devreye girecek, anlamını hissetme, yaşama döngüsü de diyebiliriz buna. Kuru bir anlama ifadesi olmayacak bu. Bir hissediş, bir haykırış emaresi olacak, kendine karşı. Güçsüz hissedecek, bu güçsüz hissedişe müteakip asıl gücünün farkına varmaya başlayacak. Bu his onun daha önce hiç tatmadığı, tanımlayamayacağı bir hisse kapılmasını sağlayacak. Kendi arayışının bittiğini fark edecek ve başkalarının onu aramasını bekleyecek, kendinden emin bir şekilde. Kendi içinde biten bir eksikliği bir başkasının göremeyeceğini bilecek ve onun bildiğini karşılaştığı her insan hissedecek. Kendi yalnızlık iklimi son bulacak. Aynı zamanda bu son, başkalarının da başlangıcı olacak. Hoş geldin!