DÜŞÜNCE!
Çekip gitmek istiyordu, daha fazla dayanamayacağını hissetmişti. Bu his onu hiç terk etmeyecek gibiydi. Aklı karmakarışıktı. Bedeni terliyor, elleri titriyor, sesiyse duyulamayacak kadar kısılmıştı. Ayrılığın etkisi ona çok ağır gelmişti. Dışardan nasıl göründüğünün farkında bile değildi. Dalgın bakışları, aklını sevdiğinden bir türlü alamayışı, konuşulanları umursamayışı hep onun yüzündendi. Alışırım belki atlatırım diyerek teselli etmekten başka…
OLMASI GEREKTİĞİ YERDE OLMAYANI, OLDUĞU YERDE BIRAK!
Ayrılık çanları. Bu sesi duymayan ya da alışmayan kaldı mı ki? Alışamayanları, aynı yerde yıllarca beklemeyi göze alanları es geçmek olmaz elbette. Yerini dolduramadığımız, kimseleri yerine koyamadığımız, anlatmaya çalıştığımız ama anlatımın hep eksik kaldığı yer. Onun eksikliğini sen, ben hissettik ; kelimeler, cümleler nasıl hissetmesin. Senin devrildiğin yerde, cümle nasıl devrik olmasın! Sabah gün ağardığında…
AYRILIĞIN GÜCÜ!
Anıların daha dün gibi yaşanmışlığı hissi uyandıran, cüzdanında fotoğraf saklattıran, çekmeceleri karıştırırken sana yazdığı notlara rastladığın, okurken o duyguyu yanında gibi yaşadığın, el ele tutuşmanın hazzına vardığın, sarıldığında tek bedenmiş hissine kapıldığın, bir gülüşüne kendini saldığın, yemek yiyişine bayıldığın, ona kızınca dünyaya darıldığın, her şeyden nefret ettiğinde sevgisine sarıldığın, en güzel çiçekleri ona almak için…
“KISKANÇLIĞIN SONUNDA, AŞKIN YOLUNDA, ŞEFKATİN UĞRUNDA BİR ÖMÜR” 3.Bölüm ” Sevgisini İliklerimize Kadar Hissetmemizi Sağlayan His: Şefkat! “
Anne ya da babanın çocuğuna duyduğu, en küçük canlıya bile sevgi nazarı ile bakmamızı sağlayan, karşılığı olmayan, fedakarlığı çok bol olan, acılarda dayanma gücü bulan, sevgisini iliklerimize kadar hissetmemizi sağlayan his: Şefkat . Bir babanın evladına olan şefkati. Hasret uyandıran, yürek parçalayan, gözleri dağlayan bir sevgi ve özlem seli. Çocuk sahibi olan herkes bilir. Evlat…
“KISKANÇLIĞIN SONUNDA, AŞKIN YOLUNDA, ŞEFKATİN UĞRUNDA BİR ÖMÜR” 2.Bölüm ” Sevgiliye Bağlılık, Ayrılığa Hazırlıktır: Aşk! “
Varlığında bazen çoğaldığımız, çoğu zaman ise azaldığımız, karşılıksız olmayan olamayan, beklentisi bir ömre yayılan, terk edildiğimizde nefret uyandıran, her an yanımızda olmasını istediğimiz, hayatta yaşama nedenimiz, onunla iken mutlu, yokluğunda huzursuz olduğumuz, beğenimizin tavan yaptığı, kendimize güvenimizin çok azaldığı, titreme ve heyecana sürüklendiğimiz his : AŞK. Sevginin bir şekli kalıbı var mıydı? Olsa da içine…
KESİK!
Yağmurlu bir pazar sabahıydı. Hava pusluydu. Gözlerini ovalıyordu, uyanamamıştı. Doğruldu yatağından, pencereden baktı. Kararmıştı gökyüzü. Bakmak istemedi bir kez daha, attı yatağa kendini. Uzanmamıştı bu kez. Yorganı bir sağına bir soluna atıyordu. Ayakları ise dışarıdaydı her zamanki gibi. Komidinin üzerinde bir bardak su dururdu her zaman. Bu sabah huzursuzdu, kalkmak istemedi yatağından. Elini birden bardağa…
Yorum Köşesi