AKIL İLE KALP!

9 Şubat 2021 0 Yazar: ufukcamci

Düşüncenin sonsuzluğu ve sevginin yoksunluğu. Bugün akıl ile kalp yolculuğuna çıkacağız birlikte. Belki yaşadığımız veya yaşayacağımız ya da yaşamaktan kaçınacağımız hayat üzerine keyifli bir yolculuk olması dileğiyle.

Düşüncelerimizden başlayalım. Özgür olmayı, kendi istediğimizi yapmayı, kararları kendimiz almayı seviyoruz. Kim sevmez ki? Peki kaçımız bunun sonucunda mutlu olmayı başarabiliyor? Kaçımız kararlarının arkasında durmayı seviyor? Her şeyimden mutluyum diyebiliyor muyuz? Aslında aklın varlığını kabul edip yokluğunda kaybolmaya nasıl da mahkum oluyoruz? Sahi hiç aklımıza geldi mi bu sorular veya cevap aramaya çalıştık mı bu sorulara? Peki kalbimize bakmayı denedik mi? Akıl insana yol gösterir, fikir üretir, çözüm önerir, temkinli olayı öğretir. Peki ya kalp? İnsanın sığınağı, muhabbetin odağı, aklın yetmediği zamanların kurtarıcısı, acının ve mutluluğun adı, birine aşık olmamızın dayanağı, korkularımızın son durağı, cesaretin ilham kaynağı, şefkatin varlığı, yaratılışımızın anlamı…

Akıl hesap eder ; izleyeceği yolu, varacağı anı, duracağı zamanı ve de ayrılığı. Plansız yaşayamaz. Hesaplarının bozulduğu yerde duramaz. Kendine inananların yanında olmak ister, onu dinleyenlerin arasında olmayı sever. Kalp ile ayrıldıkları noktaları çoktur. Kalp; hesabı edemez, dur durak nedir bilmez, zincirleri kırılmış bir varlık gibi hareket eder. Zararı yoktur ama git geli çoktur. Anlık durumları ve değişken anları vardır. Ak dediğine kara, kara dediğine ak deme zamanları olur mesela. İnsanın içindeki çocuktur o. Sevmeyi , sevilmeyi arar; kötüye meyletmekten kaçar. Varlığını sorgular ve de durmadan doğrularını arar.

Her insan doğrusunu kendi hayat arayışında bir şekilde bulacak ya da o yaşantı içinde kaybolacaktır. Akıl ile kalp arasında sıkışacağımız da malum. Birçoğumuz aklın sesini, azımız ise kalbin sesini dinlemeyi seçeceğiz. Aklın manevralarını elbette hepimiz seveceğiz ama kalbin güvenini ve ferahlığını isteyeceğiz. Aklın düşünmekten yorulduğunu, kalbin ise sevmekten huzur dolduğunu, huzurun kaynağının da ne olduğunu bir kez daha görecek ve bileceğiz. İstedikçe isteyeceğiz onu.