HERKES DOĞDUĞU ANA DÖNSÜN!

8 Mart 2020 18 Yazar: ufukcamci

Yemek yapmak, çocuk bakmak, fedakarlıkta zirve olmak, dünyaya geliş sebebimiz, kıymetlilerimiz ve kıymetini bir türlü bilemediklerimiz; kadınlar.

Herkes doğduğu ana dönsün. Baksın annesinin gözlerinin içine aynen onun baktığı gibi. Sevgiyle, aşkla, bağlılıkla. Tüm kötülüklerden arınmış haliyle, masumca. Büyüdükçe mi zorlaşıyor her şey, kolaylaşması gerekirken? Kendimizi en anlatabilecek bulduğumuz zaman aslında en anlaşılmaz olduğumuz an. Peki neden böyle oluyor?

Şımartılmak mı, değer bilmemek mi, kadının ne hissedebileceğini hiç bir zaman fark edememek mi? Kendine odaklanmak ya da güçlü olmak mı, üstün olduğunun kanısına varmak mı? İki yarım, iki eşit parça olduğunu, tamamlandığında asıl güzel görüntüye sahip sahip olacağını anlayamamak, bilmemek, kabullenememek mi?

Doğduğumuzda anne, aşık olduğumuzda eş, çocuğumuz olduğunda anne olacak adı yarımızın. Onu tamamlamak, mutlu edebilmek, sahiplenebilmek, iyi davranmayı becerebilmek biz erkeklerinde yapabileceği bir durum. Neşet ERTAŞ’ ın da dediği gibi “Kadınlar insandır, biz insanoğlu”. Böylesine zengin algıya sahip bir ağızdan çıkan, kadının önemine ve hayattaki anlamını kafamıza vurur gibi acıtan bir söz. Etkili, kalıcı ve aynı zamanda çarpıcı. İnsan olarak doğan, yaşarken insanlığını unutan ve epey bir süre farkına varamayan, ölüm yaklaştığında tekrar hatırlamak zorunda kalan ve kadının kadın olduğunu da unutan ve kaybettiğinde hatırlayan olmayın. Yaşarken onu sevmek, kendini sevdirebilmek en güzeli. İşte o zaman kadınların her günü, saniyesi bile hem mutlu hemde kutlu olur!